Üstüme Bir Şey Yok, Haciz Gelir mi? Bir Hikâyenin İçinden Gerçekler
Bir akşam, küçük bir apartman dairesinde kahvelerini içen iki arkadaş vardı: Emre ve Elif. Emre, başını ellerinin arasına almış, kaygılı gözlerle masaya bakıyordu. “Borçlarım var Elif,” dedi kısık bir sesle. “Ama üstüme kayıtlı hiçbir şey yok. Sence yine de haciz gelir mi?”
Elif, ona anlayışla bakan gözlerini dikti. Empatisiyle tanınırdı, kalplere dokunan bir dosttu. Emre ise her zaman stratejik düşünür, çözüm odaklı olurdu. Bu sefer roller tersine dönmüş gibiydi; çünkü sorusu sadece bir hukuk meselesi değil, aynı zamanda duygusal bir çıkmazdı.
Hikâyenin Başlangıcı: Borç ve Korku
Emre, uzun zamandır işsizlikle boğuşuyordu. Kredi kartı borçları birikmiş, icra dairesinden gelen tebligatlar hayatını daraltmaya başlamıştı. “Üstüme mal yok,” diyordu. “Ne arabam, ne evim, ne de banka hesabımda kayda değer bir para… Yine de gelirler mi?”
Elif derin bir nefes aldı. Onun kaygısını hissediyor, ama aynı zamanda gerçeği de saklamamak gerektiğini biliyordu. Çünkü bu mesele sadece bir kişinin değil, birçok insanın ortak hikâyesiydi.
Haciz Nedir ve Nasıl İşler?
Borçlarını ödeyemeyen kişilere karşı alacaklıların yasal hakkı olan haciz, İcra ve İflas Kanunu kapsamında uygulanır. Ama haciz, “üstünde ne varsa gelip alırlar” gibi bir mit değildir. Önce kişinin üzerine kayıtlı mal varlığı araştırılır. Tapuda evin, trafik şubesinde aracın, bankalarda hesapların varsa bunlar tespit edilir. Yoksa haczedilecek bir şey de bulunamaz.
Emre şaşkınlıkla baktı: “Yani üstümde bir şey yoksa bana hiçbir şey yapamazlar mı?”
Elif gülümsedi: “Öyle kolay değil. İcra süreci uzun ve bazen yorucu olabilir. Maaşın varsa, gelirine el konabilir. Banka hesapların incelenir. Ama gerçekten adına kayıtlı hiçbir şey yoksa, haciz memurları da boş bir defterle geri dönebilir.”
Çözüm Odaklı ve Empatik Yaklaşımlar
Emre, çözüm arayan yanını öne çıkardı: “Demek ki yapılacak en mantıklı şey, borcu yapılandırmak ya da anlaşmaya gitmek.”
Elif ise duygusal bir dokunuşla ekledi: “Ama unutma, borç sadece kağıt üzerindeki rakamlar değildir. Ailen, dostların, senin huzurun da etkilenir. İnsanı tüketen, sadece haciz korkusu değil; bu sürecin yarattığı duygusal yük.”
Bir Gerçeği Hatırlatmak
Borçlunun üzerinde mal yoksa, evine haciz için gelinebilir. Ama burada da yasalar, kişinin insanca yaşamını sürdürebilmesi için koruma sağlar. Temel eşyalar –örneğin yatak, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi zorunlu ihtiyaçlar– haczedilemez. Haciz memurları, yalnızca lüks ve zorunlu olmayan eşyaları alabilir.
Emre biraz rahatladı: “Yani evimdeki yatağımdan, buzdolabımdan olamam.”
Elif başını salladı: “Evet, çünkü yasa seni o kadar da çaresiz bırakmaz.”
Bir Hikâyeden Çıkan Dersler
Bu küçük sohbet, aslında birçok insanın ortak sorusuna ışık tutuyordu: Üstümde hiçbir şey yoksa haciz gelir mi? Cevap şudur: Evet, icra süreci işler; ama üzerine kayıtlı mal yoksa haczedilecek bir şey de bulunmaz. Maaşın, hesabın ya da kayda değer varlıkların yoksa, alacaklı beklemek zorunda kalır. Yine de borcun yok olmadığı gerçeği değişmez.
Provokatif Bir Soru
Asıl mesele şu değil mi? “Borçla yaşamak, mal kaybetmekten daha ağır değil mi?” Çünkü çoğu zaman borç, insana eşyasından değil, gecelerinden, huzurundan ve geleceğe dair umudundan çalar.
Son Söz
Emre ve Elif’in hikâyesi bize gösteriyor ki, borç ve haciz sadece yasal bir mesele değil; aynı zamanda insani bir deneyimdir. Çözüm odaklı düşünmek kadar empatik yaklaşmak da gerekir. Peki siz hiç böyle bir korkuyla yaşadınız mı? “Üstümde bir şey yok haciz gelir mi?” sorusunu kendi kendinize sordunuz mu?
Yorumlarda kendi hikâyenizi paylaşın; çünkü bazen en büyük rahatlık, yalnız olmadığımızı bilmekten gelir.